Zamanı Düşünmek
Bilim insanları fikri uyarınca insan zamanın dışına çıkamaz. İnsan ise hareketten kopamaz. Einstein’a göre insan hareket halinde olsun olmasın, yine bilgisi ve farkındalığı haricinde hareket halinde olduğu için, zaman hep ve mutlak surette işler. İnsanı hayatta tutan ve zamana bağlayan esas unsur insanın aksiyonda olmasıdır. Bu bağlamda insan ölümü, zamanın insandaki tatbiki ve bütün şahsi hayat zamanını sonlandırır. Yani zaman, insanın aksiyondan kopmasıyla, ancak o insanda bitmektedir. İnsan belleğini tamamen işlevsiz hale getirirseniz, bir önceki anı ile sonraki anılarla bağlantı ve ilişki kuramaz halde olduğunda, geçmiş ve gelecek düşüncesi yok olur ve zaman yalnızca “şimdi”deki dünya hareketlerini algılayan bellekte o an için yer alır, daha sonra tekrar ve mutlak “şimdi”yi yaşayan insan modeli ortaya çıkar. Bu bakımdan insan hayatındaki “zamanı” büyük nispette insan belleği işlevleri inceler, tetkik ile bağlantılar yaratıp beyinsel zaman fikir ve kanısı oluşturur. Geçmişi düşünen insan, “geçmiş”te olanları isteği an idrak ve hatırlar, istemsiz bilinç halleri ile de beyninde kendi zaman silsilesini oluşturur. Peki, oluşturamaz hale gelir ise? Yalnız geçmişi değil, gelecekte yaşayacağı her şeyi o an unutan insan modeli düşünelim. Böyle olduğunda ”insan zamanı” ve insan için zaman kavram ve zaman fikriyatı olmayacaktır. Ya zaman yalnızca aksiyondan meydana geliyorsa? Veya zaman kelimesini, aksiyon olarak tercüme etmek istersek? Bunların tüm şüphe tenkidi, “zaman” sadece, belki yeterli seviyede işlevli zekaya sahip “bellekli-hafıza” insan için varsa? İnsandan farklı hayvani türlerde zaman, işlevsiz ve zekasal yönde kontrolsüz bellekte oldukları için, zaman var ise de zaman düşüncesi yoktur. Zaman düşüncesi olmadan zaman nedir? Zamanın kendi başına var olması, fakat söz konusu hayvani türün “zaman”ın dahi farkında olmaması. Bu durumda “şimdi”zaman” kavramı, daima “şimdi” yaşayış hali. Ne geçmiş ne de gelecek olmadan, “şimdi”… Bu zamanın, büyük nispette insanda varlık bulduğunu, “zamanı düşünme”, “zamanları hatırlama,”, “geçmişten ileriye ilişki kurma”, “geleceği planlama”, “zaman hakkında söz etme”, gibi zamansal kavram itibari ile göstermektedir. Evrende her şey aksiyon halindedir. Evrenin içinde olan her şey ise aksiyon yapmak zorundadır. İstemli canlılar, aksiyonsuz kalma gibi imkanları olmadığı gibi, insan, yukarıda bahsettiğimiz gibi zamanın dışına hareketsiz kalamayıp, her saniye teneffüs etmesi halleri gibi, çıkamayacaktır. Geçmiş anımsama, gelecek planlamak, fakat her şey şimdi mertebesine geldiğinde icra etmektedir. Geçmişi anımsayan insan belleği, geleceği kuran insan zihnidir. Yaşanılan anda, aksiyon vardır. Aksiyon ile zamanın mutlak birlikteliği bahis konusu edilebilir. Zira bu iki kavram birbirleri olmadan hiçbir şey ifade etmezler. Felsefedeki “irade” tanımı, kendiliğinden veya bir kuvvete tabi olsun, yine irade etmekten evren doğmuştur. İrade etmek demek olan hareket ederek oluşturup yapmak, zamanı meydana getirir, sürdürür ve kendisinden sorumlu insanın aksiyondan kopmasıyla ölümünde durur. Eğer insanın yaşaması için gerekli bedensel aksiyonunu durursanız, insanda zaman ölür. Geçmiş ise kişiyle beraber işlevini yitiren belleğinde yok olur. Zaman belki salt, fakat zaman uygulamaları herkes için farklıdır. Bu itibarla herkeste ayrı plan ve hatıra ihtiva ve girişim yarattığı için yaşayış anının hızlı-yavaş seyriyle beraber görecelidir.
Netice, zaman salt bir kavramdır. Fakat zamanı düşünme yeti ve idraki yeterli zeka ve iradesinin kontrol edebildiği zihin, bellek işlevi sahibi canlı için geçerlidir. Hayat sahibi olmayan hareketli maddeler için “zaman düşüncesi” yoktur. Zaman olmadan aksiyon, aksiyon yok iken zaman olmaz. Zamanı fikren meydana getiren asıl husus, geçmişi hatırlayan, geleceği planlayan, saati idrak iden, insana yöneliktir.
KURT