Japon Olmak
Japonların en çok saygıda bulundukları varlık, insan ve onun bütününü oluşturan göktür. Her şeyden başka olarak öncelikle insanı değerli kılma inancı hakimdir. Japon toplumuna ileri düzeyde kötü veya olumsuz hiçbir davranış sızmaz. Çünkü onlar yüzyıllardır var olan toplumsal bilinci asla yitirmemişler, üstelik olgunlaştırmışlardır. Toplumdaki herbir birey dünya ve bu bağlamda hayat hakkında kapsamlıca bilgiye sahiptir. Bundan ötürü Japon toplumu hayat ve yaşamak manasında tam anlamıyla uzman kimselerden oluşuyor.
Biz üstünüz!, inancı yoktur. Ancak Japonlar dünya üzerindeki katkılarıyla tabii ki üstündür. Biz üstün bir ırkız demiyor, üstün olarak kabul ediliyorlar. Yalnız geçmişiyle övünmüyor, geleceği yaratıyorlar. Böyle olduğu durumda da tarih ve mazilerini bütün dünya milletleri övüyor.
Başlıbaşına bir sanat, müzik dili olan Japoncadaki sözcüklerin hiçbiri rastgele meydana gelmemişlerdir. Japoncada var olan hemen hemen her hece başka dillerde de aynen varlık bulmuşlardır. Japonca, konuştukça insan istençsel bir güç veren en olağanüstü, hoşça dildir. Dünyayı tanımlayabilecek ışıklı bilgiyi sunmak, Japonca sözcüklerin benzersiz gücüyle olanaklıdır. Çünkü bu dil, doğru çağrışımlarıyla insan ruhunu besliyor, onu göklere kadar çıkarabiliyor.
Japonyadaki eğitim, çocukları bilgilerle donatmak değil, en başta büyük bir karakter ortaya çıkartmaktır. Çünkü karakterin büyük olmadığı yerde gerçekten insan yoktur. Yaratılan büyük karakter, ardından bilgileri yalnız kendisi bile oluşturabilir. Bu bakımdan Japonyada eğitim, yalnız öğretmen ve bir tahta değil, çocuğun bizzat kendisidir. Henüz küçük yaşta bir Japon çocuğu türlü düşünceler ortaya sürebilir. Yıllar sonra da bu nitelik zirve yapmış olur. Bundan başka asla ezber olmaksızın, düşüncelerde bulunmak kuralına uymak çok güçlü bir önem taşır. Japonyada ezberci olan hafıza hamallı kişilere asla değer verilmez.
Çocukların gözyaşları bir Japon için dünyanın en üzüntü verici olayıdır. Çocukları hayat unsurlarıyla tatmin etmek büyük bir görevdir. Onların ulaşması gerek olan yaşam anlamının aşılanması daha en küçük yaşta başlanmaktır.
“Çocukların beyinlerini sürekli bir faal duruma getirmek, sonra her şeyi tanrıinsan kadar düşünebilecek seviyeye ulaştırmak.”
Eski ve tarihî Japon inancında “kadın” tanrıdır. Bir ülkenin çağdaş olup olmadığını ancak kadınlarına bakarak görebilirsiniz. Japonyadaki çağdaşlığı belirleyen unsur ilk başta kadınlardır. Hem katan, hem düşünen bir bütünlük gibi olan bu kadınlar, herkesçe önemli bir yerde tutuluyorlar.
KURT